Sosyal Medya

Güncel

Türkiye’nin nükleer enerjisi AB’yi neden rahatsız ediyor?

Peki Türkiye’ye nükleer santral projesini durdurmasını söyleyen AB ülkelerindeki nükleer santral karnesi nasıl? Nükleer reaktörü olmayan daha yeni nükleer enerjide var olmaya çalışan Türkiye’nin nükleere enerjiye geçişini ve Türkiye’nin nükleer enerji projelerine itiraz eden AB içinde yer alan ülkelerde kaç tane nükleer reaktörü var?



Erdal Tanas Karagöl - Yeni Şafak

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) yayınladığı Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını öneren raporda, ilginç bir talep dikkat çekiyor. Akkuyu Nükleer Enerji Santrali projesinden santralin güvenliÄŸinden dolayı vazgeçilmesi talebi.

Görünen ÅŸu: AB ya da AP fark etmez, Türkiye’ye karşı dün olduÄŸu gibi bugün de önyargılı, politik tavırları devam ediyor.

Eskiden birçok konu ile ilgili “yapılması gerektiÄŸine dair” talepleri olurdu. Åžimdi ise tam tersi söz konusu. Nükleer enerji santrali projesinin durdurulmasını istiyorlar. Anlaşılan, Türkiye’nin enerjide merkez ülke olma arayışında olması, enerji çeÅŸitliliÄŸini saÄŸlamak için doÄŸalgaz boru hatları projelerine baÅŸlaması ve Türkiye’nin coÄŸrafi konumunun kendisine verdiÄŸi avantajı kullanması, AB’yi rahatsız etmiÅŸ.

Türkiye’nin enerji arz güvenliÄŸi için Rusya ile Türk Akımı, Azerbaycan ile TANAP ve diÄŸer bölge ülkeleriyle devam eden büyük proje çalışmaları baÅŸladığından beri AB’nin önyargılı tavrı daha da fazlalaÅŸtı, hatta AB, Türkiye’nin enerji projelerini kendisine tehlike olarak görüyor.

Çünkü Türkiye, enerji sayesinde Hazar’da var olduÄŸu gibi, doÄŸuda da, DoÄŸu Akdeniz’de de var. Yani enerji kaynaklarının olduÄŸu her yerde, Türkiye’nin de ismi geçiyor. Dolayısıyla Türkiye, enerji kaynaklarına sahip olan ülkelerle bu kaynakları kullanan ülkeler arasında hem köprü, hem merkez hem de enerjinin anahtarı konumunda.

AB, Türkiye’nin bu konumunu ve varacağı yere ulaÅŸmasını engellemek için, Akkuyu nükleer santrali projesini, deprem riskini gerekçe göstererek, Akdeniz bölgesi için bir tehdit ve tehlike olarak öne sürüyor. AB Akdeniz diyor, çünkü Akdeniz’deki doÄŸalgaz ve bu gazın AB piyasalarına taşınması, ancak Türkiye sayesinde olacak.

Ayrıca, bu bölgedeki gazın sahiplerinden birisi de Türkiye.

AB’NÄ°N NÃœKLEER SANTRALLERÄ°

Peki Türkiye’ye nükleer santral projesini durdurmasını söyleyen AB ülkelerindeki nükleer santral karnesi nasıl?Nükleer reaktörü olmayan daha yeni nükleer enerjide var olmaya çalışan Türkiye’nin nükleere enerjiye geçiÅŸini ve Türkiye’nin nükleer enerji projelerine itiraz eden AB içinde yer alan ülkelerde kaç tane nükleer reaktörü var?

AB ülkelerinden Almanya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Hollanda, Ä°ngiltere, Ä°spanya, Ä°sveç, Macaristan, Slovakya, Slovenya, Bulgaristan ve Romanya nükleer rektöre sahip. Yani AB’nin yarısında nükleer enerji kullanılmakta.

Dünya’da 31 ülkede toplam 444 nükleer reaktör iÅŸletme var.  Bunun yaklaşık 130’su AB ülkelerinde.

AB ülkelerinde en fazla nükleer reaktöre sahip olan ülke ise Fransa. Fransa’nın 58 nükleer reaktörü var ve elektriÄŸin yüzde 77’sini nükleer enerjiden saÄŸlıyor. 10 tane nükleer reaktörü olan Ä°sveç’in ise elektriÄŸi nükleerden karşılama oranı yüzde 41. Belçika’da nükleer reaktör sayısı 7, elektrik enerjisinin yüzde 47’si nükleer reaktörden elde ediliyor.

DiÄŸer yandan, AB’den ayrılma sürecinde olan Ä°ngiltere’nin 15 tane reaktörü var. ElektriÄŸin yüzde 17’sini nükleer enerjiden saÄŸlarken, 8 nükleer reaktörü olan Almanya’da elektriÄŸin yüzde 16’sının kaynağı nükleer.

Çek Cumhuriyeti, Slovenya, Macaristan, Bulgaristan ve daha birçok AB ülkesinde yaklaşık 130 nükleer reaktörden bahsediyoruz. DoÄŸu Avrupa’da olan bu ülkelerde elektriÄŸin yaklaşık yarısı nükleerden saÄŸlanıyor.

Peki AB ülkelerinin nükleer reaktör karnesi oldukça iyiyken, Türkiye’deki durum ne? Yani Türkiye’nin kaç tane nükleer reaktörü var? Cevap: Sıfır.

AB ülkeleri nükleer santral inÅŸa ederken ve elektrik üretirken problem yok. Ancak Türkiye nükleer santral projesi için hareket geçince, hiçbir gerekçesi olmayan nedenlerle ve bahanelerle bu konuyu  uluslararası alanda tartışma konusu yapıyorlar, AB  müzakerelerinde  koÅŸul olarak öne sürüyorlar ve  ekonomik ve siyasi iliÅŸikler için engel çıkarıyorlar.

Bu kadar da çifte standart olmaz….

DÃœNYA, PETROL ZÄ°RVESÄ° Ä°Ã‡Ä°N Ä°STANBUL’DA

Tüm bunlara raÄŸmen, Türkiye enerji gündemindeki baÅŸlıklarda hiçbir erteleme yapmadan yoluna devam ediyor. 22. Dünya Petrol Kongresi 9-13 Temmuz 2017 tarihlerinde ilk defa Ä°stanbul’da gerçekleÅŸiyor.

Ä°lk kez Türkiye’nin ev sahipliÄŸinde yapılacak kongre, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan himayesinde. Dünya’da enerji ÅŸirketlerinin baÅŸkanları, sektörün ileri gelen ÅŸirketleri, Enerji Bakanları ve devlet baÅŸkanları bu zirve için Ä°stanbul’da olacaklar.

Türkiye son yıllarda enerjide merkez ülke olma yolunda ilerlerken, konferansta da bu özelliÄŸi öne çıkarılıyor. Konferansın temel mottosu “Enerji’nin anahtar ülkesi”. Enerjinin tüm kapılarının Ä°stanbul’da olacağı düşünüldüğünde, “Enerji’nin anahtar ülkesi” prensibiyle öne çıkan Türkiye, baÅŸta petrol ve doÄŸalgaz olmak üzere dünya enerjisine yol gösterecek.

Sıklıkla dile getirdiÄŸimiz “Türkiye’nin enerji de ticaret merkezi”olma yolunda atılan bu adımlar hızlandıkça,  Türkiye yalnızca  kendi enerji arz güvenliÄŸi deÄŸil, özellikle AB ülkelerinin enerji arz güvenliÄŸinde de kilit noktaya taşınacak.

Baltalamak istediklerinin, tehlikeye attıklarının kendi enerji arz güvenliği olduğunu ise, daha sonra çok daha iyi anlayacaklar.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.